İyi huylu pozisyonel baş dönmesi, tıbbi adıyla Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV), belirli baş hareketleriyle ortaya çıkan baş dönmesi ve gözlerde istemsiz hareketler (nistagmus) ile kendini gösteren bir iç kulak hastalığıdır. Genellikle zaman içinde kendiliğinden geçebilir, ancak doğru teşhis ve tedaviyle çok kısa sürede kontrol altına alınabilen bir durumdur.
BPPV Neden Oluşur?
BPPV’nin temel nedeni, iç kulakta denge görevini üstlenen sistemde yer alan ve yer çekiminin gücünü ve yönünü algılamamızı sağlayan küçük kalsiyum kristallerinin (kanalitler) bulundukları yerden koparak aynı bölgede yer alan ancak içlerinde sadece iç kulak sıvısı bulunması gereken denge kanallarının içine kaçmasıdır. Bu kristaller, baş hareketleriyle beraber hareket ettikçe denge kanallarındaki sinir uçlarını uyararak baş dönmelerine neden olurlar. En sık etkilenen kanal arka denge kanalıdır; yatay ya da üst denge kanallarının tutulumu ise oldukça nadirdir.
Belirtiler ve Tanı Yöntemi
BPPV hastalarında baş dönmesi genellikle belirli bir pozisyona geçildiğinde ortaya çıkar. Bu hareket, çoğunlukla yatakta sağa veya sola dönmek, yukarıya bakmak ya da öne eğilmek gibi eylemler sırasında yaşanır. Nistagmus denilen göz hareketleri bu sırada ortaya çıkar. Tanı koymak için kullanılan en yaygın yöntem Dix-Hallpike ve lateral kanal pozisyon testleridir. Bu testler sırasında baş belirli bir pozisyona getirilir ve birkaç saniye içinde göz hareketleri gözlemlenirken, hastanın baş dönmesi veya mide bulantısı yaşayıp yaşamadığı değerlendirilir.
Pozisyon testlerinin yanı sıra; şikâyet öyküsü, fizik muayene, gerekli durumlarda işitme ve denge testleri ya da radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılarak beyin, beyin sapı ve iç kulak ile ilgili diğer hastalıklar ekarte edilir.
BPPV Tedavisi
İyi huylu pozisyonel vertigonun tedavisinde ilaçlardan çok, manevra tedavisi adı verilen yöntemler kullanılır. Uygulama tekniği içinde kristal olan kanala göre farklı olan kanalit repozisyonu manevraları (KRM) ile kristallerin denge kanalından çıkarılması sağlanarak şiddetli dönme şeklindeki şikâyetler ortadan kaldırılır. Bu tedavi yöntemi kısa sürede etkili sonuç verir ve ağrısızdır. Kristallerin bağlı oldukları bölgeden kopmuş olmasından kaynaklanan dengesizlik hissinin yavaş yavaş kendiliğinden düzelmesi birkaç hafta sürebilir.
Hastaların manevra tedavisi sonrası ilk 48 saat içinde hastalık olan kulak altta kalacak şekilde yatmaması, baş hafif yüksek yatması, ani baş hareketlerinden kaçınması, başlarını yukarıya ve aşağı fazla eğmekten kaçınmaları gerekir. Çoğu hastada tek manevra tedavisi ile sonuç alınırken bazı hastalarda manevra uygulamasının iki üç gün ara ile birkaç kez tekrarlanması gerekebilir.
Yalnızca bir manevra sonrası tam iyileşme oranı %75–90 arasında değişirken, iki veya üç uygulama ile bu oran %95’e kadar çıkabilir.
BPPV Neden Tekrarlar?
Manevra tedavisi kristalleri denge kanalından uzaklaştırsa da yeni kristal dökülmesini engellemez. Bu nedenle hastalığın tekrarlamaması için, altta yatan başka bir iç kulak hastalığı (örneğin Meniere hastalığı) ya da sistemik rahatsızlıklar (şeker hastalığı, tiroid bozuklukları, dolaşım problemleri) varsa, bu sorunların da tedavi edilmesi gereklidir.
Manevralarla sonuç alınamayan bazı dirençli BPPV vakalarında denge sisteminin probleme neden olan uyarılara adaptasyon sağlamasına yönelik egzersizler uygulanır.
Oldukça nadir olarak manevralara ve egzersizlere yanıt alınamayan ve hastanın yaşam kalitesini ciddi biçimde etkileyen durumlarda cerrahi tedavi seçenekleri de gündeme gelebilir..
BPPV’ye Yol Açabilecek Risk Faktörleri
BPPV'nin nedeni birçok hastada tam olarak belirlenemese de kafa travmaları veya sarsıntılar, ileri yaş, dolaşım problemleri, uzun süreli yatak istirahati, hareketsizlik ve geçmiş kulak hastalıkları pozisyonel baş dönmesine neden olabilmektedir.
İyi huylu pozisyonel baş dönmesi, genel olarak doğru tanı ve tedavi ile kısa sürede büyük oranda kontrol altına alınabilen bir hastalıktır. Kanalit repozisyonu manevrası, yüksek başarı oranı ve invaziv olmayan yapısıyla hem etkili hem de ekonomik bir çözüm sunar. Klinik bulguların güçlü olduğu ve tanı testlerinin pozitif olduğu hastalarda ileri tetkiklere ihtiyaç duyulmadan doğrudan tedaviye başlanabilir.
Baş dönmesi yaşayan bireylerin zaman kaybetmeden bir kulak burun boğaz uzmanına başvurması, tanı sürecinin hızlı tamamlanmasını ve gereksiz testlerden kaçınılmasını sağlar.