Pozisyonel Baş Dönmesi - Kristal Hastalığı Nedir? | Prof. Dr. Teoman Dal

Merhaba. Bu videoda hiç kulak kaynaklı baş dönmesi olan hastalarda en fazla karşılaştığımız hastalık olan pozisyonel baş dönmesi ya da halk arasında bilinen adıyla kristal hastalığını anlatacağım. Baş dönmesinin oluş mekanizmalarını ve en sık karşılaştığımız nedenlerinia ise baş dönmesi nedir başlıklı videomda anlatıyorum. Muhtemelen bugüne kadar duymuş ya da yaşamış olduğunuz ve hemen herkesin büyük olasılıkla yaşamı boyunca en az bir defa karşılaşacağını söyleyebileceğim kadar sık görülen pozisyonel baş hastalığıyla ilgili bilgileri içeren videomun ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Ataklar şeklinde tekrarlayan iyi huylu pozisyonel baş dönmesi ya da tıbbi adı ile benim paraksismal, pozisyonel vertigo hastalığı. Bazı baş pozisyonlarıyla ortaya çıkan, genellikle bir dakikadan kısa süreli, şiddetli baş dönmeleri, denge kaybı ve gözlerde nistalmus adını verdiğimiz istemsiz hareketlerle karakterize, zaman içinde kendiliğinden düzelebilen ve genellikle aralıklarla tekrarlayan bir hastalık. Hastalığın tam adı beyin paraksismal, pozisyonel vertik olmasına karşın bu hastalığı pozisyona bağlı baş dönmesine neden olan diğer hastalık Oranla çok daha fazla gördüğümüz için sadece pozisyonel baş dönmesi olarak da adlandırabiliyoruz. Iç kulaktaki denge merkezinde vestibül adı verilen küçük bir odacığın duvarlarında yer alan özel yapılar yer çekimini ve başın doğrusal hareketlerinin hızını ve yönünü algılama işlevi görüyorlar. Makule adı verilen bu yapılar üzerinde yapışık olarak çok sayıda küçük kalsiyum karbonat kristali bulunuyor. Aynı odacık ile bağlantılı olan ve yarım daire kanalı olarak adlandırılan farklı planlarda yerleşmiş üç adet küçük kanal ise başın değişik planlar Dönme hareketlerini algılama işlevi görüyorlar. Yarım daire kanalları içerisinde sadece iç kulak sıvısı ve sıvıyla aynı yoğunlukta olan hareket algılayıcı yapılar bulunur. Kalsiyum kristali ise bulunmuyor.

Pozisyonel baş dönmesi hastalığında herhangi bir nedenle ve sivildeki makuleler üzerinden kopan kalsiyum karbonat kristallerinin bu odacığı dolduran iç kulak sıvısında serbest kaldıktan sonra yarım daire kanallarının aynı odacığa açılan ağızlarından kanalların içerisine kaçması sonucu oluşur. Içinde kristal olmayan kanallara giren kristallerin baş hareketleri sırasında kanalların içinde yer çekimi yönünde yuvarlanması gerçekte olmayan ve diğer denge organları tarafından da tespit edilmeyen bir hareket algısı oluşturarak gözlerden ıstaknos adını verdiğimiz zıplama tarzında istemsiz hızlı hareketlere baş dönmesine ve dengenin bozulmasına neden oluyor. Hastalığa iç kulakta makuralardan koparak serbest hale gelen kalsiyum karbonat kristallerinin neden olması bu patolojinin halk arasında kristal hastalığı olarak adlandırılmasına neden olmuş. Başın belli bir gelmesini takiben ortaya çıkan yönü problemin olduğu denge kanalına göre değişmekle birlikte serbest kalan kristaller genellikle ağzı yer çekimine göre en alt pozisyonda olan arka denge kanalına girdiği için hastalık sıklıkla arka denge kanalında oluşur. Ve bu kanaldaki algılayıcılar kristal hareketleriyle uyarıldığı zaman baş dönmesiyle beraber gözlerde bu kanalın planında kısa ve hızlı tekerlek dönüşü benzeri hareketler oluşur. Hastaların az bir kısmında yatay ve nadiren de üst denge kanallarını ilgilendiren hastalık oluşabilir. Problem çoğu hastada tek tarafta ve tek denge kanalında izlenmesine karşın aynı anda her iki tarafta ya da birden fazla kanalda da meydana gelebilir.

Pozisyonel baş dönmesi hastalığının en sık karşılaşılan tipik formunda denge kanalı içine giren kristaller burada sıvı içinde serbest olarak bulunurlar. Bazı durumlarda ise kristallerin denge kanalı içindeki hareket algılayıcı yapı üzerinde yapışması söz konusu olabilir. Bu Hem tanıda hem de tedavide zorluklara neden olur. Konunun fazla dağılmaması için bu videoda sadece kristallerin serbest hareket ettiği tipik pozisyonel baş dönmesinden bahsedeceğim. Hastalığın oluşmasının ilk adımı olan kristallerin bağlı bulundukları yerden kopmasına, kafaya gelen darbelerin oluşturduğu titreşim, iç kulağı etkileyen hastalığı, viral enfeksiyonlar gibi hastalıklar. Iç kulak kan dolaşımını bozan damar problemleri, yaşla beraber oluşan dejenerasyon gibi pek çok faktör neden olabilmekle beraber genellikle hastaların büyük kısmı nettir neden saptanamaz. Yaşla birlikte tüm dokularda dejeneratif değişiklikler oluşması nedeniyle yaş ilerledikçe hastalığın görülme sıklığı da artar. Pozisyonel baş dönmesi hastalığının tanısında hastaların verdiği hikaye çoğu zaman tek başına yeterli olur. Hikayedeki en tipik özellik hastaların genellikle gece yatarken bir taraftan diğer tarafa dönme ya da ayaktayken öne eğilme ya da başı yukarı kaldırma hareketleri sırasında ortaya çıkan on ila yirmi Saniye arasında süren, kendisi ya da çevresindeki oda ve eşyalar döner tarzda ifade ettikleri şiddetli baş dönmesi tanımlamalarıdır. Bu baş dönmelerinin aynı baş pozisyonu tekrarlandıkça tekrar oluşması, baş sabit hale geldikten kısa bir süre sonra kaybolması, eşlik eden işitme kaybı, çınlama ya da basınç hissi gibi şikayetlerinin bulunmaması hikayede tanıya yardımcı olan diğer bilgilerdir. Hareketsiz geçen dönemler sırasında kanalın yer çekimine göre en alt kısmında toplanıp kümelenen kristaller daha kuvvetli etki yaptık için baş hareketleri tekrarlandıkça kristallerin iç kulak sıvısında dağılmalarıyla yarattıkları etkide azalır. Bu nedenle hastalar sabah ilk kalktıklarında çok şiddetli olan şikayetlerin gün içinde giderek hafiflediğini ifade ederler. Pozisyone

l baş dönmesi olan hastalarda hikaye ile tanı büyük ölçüde konulsa da kesin tanının konulması ve doğru tedavinin uygulanabilmesi için problemin hangi tarafta ve hangi kanalda olduğunun, her denge kanalı için farklı şekilde uygulanan test manevralarıyla tespit edilmesi gerekir. Peki Koyduğumuz hastaları nasıl tedavi ediyoruz? Öncelikle tedaviyi hastalığın tedavisi ve hastalığın neden olduğu şikayetlerin tedavisi olarak iki başlığa ayırabiliriz. Günümüzde pozisyonel baş dönmesi hastalığının asıl nedeninin yani kristallerin bağlı oldukları yerden kopmalarını önlemeye yönelik özel bir tedavi şekli bulunmuyor. Hastalarda hastalığın oluşmasına etkisi olabilecek iç kulak hastalıkları, genel sağlık durumunun bozuk olması, metabolik hormonal ya da kan dolaşımıyla ilgili problem saptanması durumunda bu problemlerin tedavisi iç kulaktaki üreten ve tutan sinir hücrelerinin fonksiyonları için de faydalı oluyor. Yine ileri yaştaki ve kan dolaşımı bozukluğu olan hastalarda hastalığa neden olan bir etken saptanmasa da hiç kulak kan dolaşımını arttırıcı ilaçlar kullanabiliyoruz.

Pozisyonel baş dönmesi hastalığında oluşan şikayetlerin giderilmesi için ise oldukça etkili yöntemler olan kristalleri içine kaçtıkları denge kanalından çıkartmaya yönelik manevra tedavilerini uyguluyoruz. Kanal içindeki taşlar, kanal taşı anlamına gelen kanalizasyon olarak adlandırıldıkları için marera tedavileri de kanalit ve pozisyonu manevrası olarak adlandırılıyor. Kristal bağlı oldukları yerden düştükten sonra hiç kulak sıvısı içinde çözülmeleri ve etkilerinin kaybolması genellikle üç dört gün kadar sürüyor. Ve bazı hastalarda herhangi bir tedavi uygulanmasa da şikayetler yavaş yavaş azalıp kaybolabiliyor. Bu nedenle geç başvuran hastalarımızla yaptığımız tanısal pozisyon testlerinde kanallarda kristal saptayamayabiliyoruz. Şikayetlerin devam etme süresi ise serbestleşen kristal miktarına ve kristallerin düşmeye devam edip etmemesine bağlı olarak değişken oluyor. Şikayetleri ederken başvuran hastalarda muayene sırasında yapılan farklı tanısal pozisyon testleriyle öncelikle problemin hangi taraf ve kanalda olduğunu tespit ettikten sonra o kanala özel manevrayı uygulamamız gerekiyor. Hastaların çok büyük bir kısmında tek seansta şikayetlerin geçmesini sağlayabilmemize karşın bazı hastalarda iki üç gün ara ile birden fazla seans manevra uygulamamız gerekebiliyor. Manevra uygulaması sonrasında kanallardaki kristaller tam olarak çıkartılsa da hafif sersemlik ve Dengesizlik gibi şikayetler kristallerin düşmesi sonucu iç kulakta oluşan fonksiyon kaybı düzelene kadar ya da merkezi denge sisteminde adaptasyon sağlanana kadar birkaç gün daha devam edebiliyor. Hastalık, çoğu hastada arka denge kanalında olduğu için bu kanala yönelik manevra en fazla uyguladığımız tedavi şekli. Ancak problemin yan ya da nadiren de olsa ön denge kanalında da ya da birden fazla kanalda da olması durumunda farklı manevralar uygulamak gerekiyor. Manevra ile kanaldan ve sivil boşluğuna geri çıkarılan kristaller gidip düştükleri yere tekrar yapışmıyorlar.

Vestibülde sıvı içinde serbest hareket eden bu kristallerin tekrar aynı kanala ya da başka bir kanala kaçmasını önlemek amacıyla hastaların kırk sekiz ila yetmiş iki saat boyunca denge kanalının açık olan ağzının yer çekimine göre en alt seviyede kalacağı baş pozisyonlarından kaçınmaları gerekiyor. Bu amaçla hastalara başlarının öne ya da arkaya fazla eğilmeden ve yatarken baş yüksek pozisyon olmalarını öneriyoruz. Bu iki üç günlük süre zarfında kristallerin erimeleri ya da bir bölgeye yapışmaları nedeniyle aynı kristaller tekrar problem oluşturmuyorlar. Ancak yeni kristallerin dökülmeye devam etmesi, problemin de devam etmesine neden olabiliyor. Manevra uygulamalarına karşın şikayeti ve muayene bulguları düzelmeyen hastalarda problemin tedavi uyguladığımız kanaldan farklı bir kanalda ya da birden fazla kanalda olma ihtimalini düşünmemiz gerekiyor. Daha önce de bahsettiğim kristallerin kanal içerisinde serbest hareket etmeyip kanaldaki algılayıcı yapı üzerine yapışık olması durumunda uyarıya neden olan baş pozisyonu alındıktan birkaç saniye sonra başlayıp bir dakikadan kısa süre içinde durması beklenen istemsiz göz hareketlerinin baş pozisyonu ile beraber aniden başlayıp pozisyon devam ettikçe devam etmesi bu durumun tanısına yardımcı olurken bu gruptaki hastalarda manevra tedavileri de genellikle başarısız oluyor. Tipik pozisyonel baş dönmesi Hikayesiyle muayene bulguları olmasına rağmen şikayeti manevra uygulamalarıyla düzelmeyen hastalarda benzer bulguları olan ancak daha az karşılaşılan bazı hastalıkları uygun test ve tetkiklerle araştırmamız gerekiyor. Pozisyonel baş dönmesi dışında bir problem saptamadığımız ancak standart manevra tedavileriyle şikayetlerini geçiremediğimiz hastalarda ise hem kristallerin kanal içinde bir araya toplanarak daha şiddetli şikayetler oluşturmasını engellemeye hem de denge merkezinin iç kulaktan gelen hatalı sinyallere adaptasyon Sağlamaya yönelik egzersiz temelli ve rehabilitasyon uygulamalarına başvuruyoruz. Çok az sayıda hastada uyguladığımız tüm tedavi yöntemlerine karşın şikayetler günlük hayatı etkileyecek şiddete devam edebiliyor. Bu hastalarda da problem olan kanaldan çıkan sinyalleri engellemeye yönelik çeşitli ameliyat tekniklerine başvurabiliyoruz. Iyi huylu pozisyonel baş dönmesi hastalığı ile ilgili bilgiler kısaca bu şekilde. Siz de konu hakkındaki soru ve görüşlerinizi videonun altındaki bölüme yazarak bana Iletebilirsiniz. Kulak burun boğaz hastalıkları ve yüz estetik cerrahisi alanlarındaki yayınladığım benzer videoları takip etmek için kanalıma abone olmayı unutmayın.

Yorum Yap

İletişim Bilgileriniz Hiçbir Şekilde Paylaşılmayacaktır. * lı Alanları Doldurmak Zorunludur.