Online Görüşme Randevusu
Kulak burun boğaz hastalıkları ve yüz estetiği ala...
Bu bölgede yapılan ameliyatlarda amaç küçük dil ve yumuşak damak arkasındaki hava yolunun boyutlarının artırılması ve yumuşak dokulardaki çökme ya da titreşim eğiliminin azaltılmasıdır. Uyku apnesi saptanan hastaların %75’inde az veya çok oranda yumuşak damak ve küçük dil problemi mevcut olması nedeni ile yumuşak damak bölgesi apneye yönelik olarak en sık cerrahi uygulanan bölgedir. Buna karşın hastaların sadece dörtte birinde problem sadece yumuşak damak bölgesi ile sınırlı olup hastaların yarısından fazlasında damak ile beraber dil kökü ya da burun bölgesinde de sorun saptanmaktadır.
Yumuşak damağa yönelik yapılacak cerrahinin içeriği problemin ciddiyetine ve hava yolunda tıkanma yapan nedene göre değişkenlik gösterir.
Yapılacak müdahaleye karar verirken uyku analizinin yanı sıra küçük dil (uvula), yumuşak damak, boğaz arka yan duvarları (lateral farengeal bantlar) ve bademcikler dikkatle değerlendirilmelidir. Hava yolunda oluşan darlığın ön-arka, sağ-sol ya da dairesel planlarda olması cerrahi teknik seçimini etkilediğinden ameliyat planlanan tüm hastaların ameliyat öncesinde uyku endoskopisi ile değerlendirilmesi ve problemin yeri ve şeklinin net olarak anlaşılması gerekmektedir.
Yumuşak damak dokusu içerisine radyofrekans cihazları kullanılarak verilen enerji ile mukoza altındaki dokularda ve damak kaslarında büzülme ve sertleşme ile iyileşen ısı hasarı oluşturulması prensibine dayanır. Sonuç olarak yumuşak damağın hacminde ve hava akımının yarattığı vakum etkisi ile titreme ve çökmeye meylinde azalma olur. İşlem genel ya da lokal anestezi ile yapılabilmektedir.
Radyofrekans işlemi yumuşak damaktaki kalınlaşma ve sarkmanın sınırlı miktarda olduğu, genellikle horlama şikâyeti olup belirgin apnesi olmayan hastalarda ya da hafif yumuşak damak problemi olup apneye neden olan asıl patolojinin diğer bölgelerde olduğu hastalarda tercih edilmektedir. Uygun hastalarda damak radyofrekans işleminin başarı oranı %40-50 civarında olup sonuç alınabilmesi için işlemin 2-4 seans tekrarlanması gerekebilmektedir.
Pillar Prosedürü, yumuşak damağın horlama sesinde etkili olan titreşimini ve hava yolunu tıkamasına sebep olan gevşekliğini azaltmak için yumuşak damak kas tabakası içine küçük implantlar yerleştirilmesi işlemidir. Bu implantlar yumuşak damağa yapısal destek sağlayarak etkilerini gösterirler. Zamanla vücudun doğal dokusunun bu implantlarla kaynaşması yumuşak damağın yapısal bütünlüğünü ve sertliğini artırarak horlama sesinin çıkmasına neden olan titreşimleri engeller. Pillar prosedürü genel olarak yumuşak damak kaynaklı basit horlaması olan hastalar için uygun bir işlem olup yumuşak damak kaynaklı apnesi olan hastalarda önerilmemektedir.
İşlem tek başına yapılabileceği gibi horlama ve apneye yönelik diğer ameliyatlarla birlikte kombine olarak ta uygulanabilmektedir. Pillar prosedürü de radyofrekans işleminde olduğu gibi vücut kütle indeksi (Body Mass Index) 25’in altında olan hastalarda daha iyi sonuç vermektedir.
Yumuşak damak orta hattında yer alan küçük dilin (uvula) görevi yutma esnasında yemek kütlesini yemek borusunun üst kısmına doğru yönlendirmek, yumuşak damak ile beraber gıdaların genize kaçmasını önlemek, boğaz bölgesini süpürmek ve burundan genizde gelen sümük akıntısının yemek borusuna gitmesini kolaylaştırmaktır.
Aşırı horlama sırasında oluşan şiddetli titreşim zamanla uvulanın ödemlenerek uzayıp kalınlaşmasına yol açabilir. Hastaların çok az bir kısmında horlama ve uyku apnesinin sebebi tek başına uzun ve/veya kalın bir uvuladır. Dolayısıyla son derece seçilmiş hastalarda tedavi için sadece küçük dilin kısaltılması (uvulektomi) yeterli olmaktadır. Günümüzde uygulana cerrahi tekniklerde uvulanın mümkün olduğunca korunması tercih edilmektedir. Ameliyat sırasında yapılan diğer işlemlerle damak bölgesindeki yumuşak dokuların vibrasyonunun kesilmesini takiben uvula genellikle zaman içinde normal boyutlarına dönmektedir. Uvulektomi sonrasında karşılaşılabilecek en önemli problem sık rastlanmamakla beraber kanamadır.
Lazer ile yapılan ameliyatın en önemli sorunu işlem sonrasında oluşan şiddetli ağrıdır. Bu dezavantajı son yıllarda tekniğin büyük ölçüde terk edilmesine yol açmıştır.
Uyku Apnesi tanısı konulan hastalarda en sık uygulanan cerrahi müdahaleler yumuşak damağa yönelik ameliyatlardır. Yumuşak damak ameliyatlarında amaç küçük dil (uvula) yumuşak damak ve bademciklerin (tonsiller) oluşturduğu hacmin küçültülmesi ve yumuşak damak arkasında kalan hava yolunun genişletilip gerginleştirilmesini sağlamaktır.
İlk tanımlandığı dönemde uvulofaringopalatoplasti (UPPP) olarak isimlendirilen klasik damak ameliyatlarının hasta açısından ameliyat sonrası dönemdeki zorlukları ve dezavantajları göz önüne alınarak zaman içinde hastaların anatomik yapısına ve apneye yol açan problemin içeriğine göre birbirinden çok farklı cerrahi teknikler tanımlanmıştır.
Yumuşak damağa yönelik cerrahi müdahaleler tek başına genel olarak basit horlama hastalarında %85, uyku apnesi tanısı konulan hastalarda ise %25-75 arasında değişen oranlarda başarılı olmaktadır. Yumuşak damak ameliyatlarından sonra geçici olarak gıdaların genze kaçışı (velofaringeal yetmezlik), kanama, enfeksiyon, genizden akıntı şikayeti, yutma güçlüğü, tat alma bozukluğu ve dilde uyuşma gibi şikayetler izlenebilmektedir.
Yumuşak damağa yönelik yapılan ameliyatlardan sonra hastaların en fazla şikâyetçi oldukları sorun ağrıdır. Ameliyat sonrasında özellikle ilk 5-7 gün belirgin olarak ağrı şikayeti olmaktadır. Özellikle küçük dilin tamamen çıkartıldığı ameliyatlardan sonra uzun dönemde ağız kuruluğu, gerilme hissi boğazda takılma ve geniz akıntısı gibi şikayetler izlenebilmektedir. Bu nedenlegünümüzde yumuşak damak dokuları ile beraber küçük dilin tamamen çıkartıldığı klasik UPPP ameliyatı giderek daha az oranda tercih edilmekte, uygulanacak cerrahi tekniğe ise uyku endoskopisi ile yapılan değerlendirme sonrasında problemin içeriğine göre karar verilmektedir.
Yumuşak damağın sadece ön-arka planda arkaya kayarak tıkanmaya sebep olduğu saptanan hastalarda yumuşak damak içinden doku çıkartılan (intrapalatal rezeksiyon) ya da sert damak arka kısmından parça çıkartılarak yumuşak damağın öne çekilmesi (transpalatal ilerletme) gibi teknikler tercih edilirken sağ-sol planda ya da çevresel daralma olan hastalarda uvulopalatal flep, lateral faringoplasti ve damak içerisinde yumuşak dokuların yeri değiştirilerek yapılan çeşitli z-paltoplasti teknikleri kullanılmaktadır. Yumuşak damak arkasındaki hava yolunun dar olduğu durumlarda ve daha önce bademcik ameliyatı olmuş olan hastalarda en fazla tercih edilen teknik ise ekspansiyon sfinkter palatoplasti tekniği olmaktadır.
Uyku Apnesi Tanısında Uyku Endoskopisi
Horlama ve Uyku Apnesinde Dil Kökü Ameliyatları
Uyku Apnesi Tedavisinde Robotik Cerrahi
Horlama ve Uyku Apnesi Nedir? Hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız eğer ki; İlgili linklere tıklayabilirsiniz.
https://www.teomandal.com/horlama-ve-uyku-apnesi